Kilis Eğitim Sen İl Başkanı Kandemir’den açıklama,

EĞİTİM SEN Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası. İl başkanı Mustafa kandemir,  Yıllarca uyarılarımızı dikkate almayan iktidarlar yaşanılan bu pandemi karşısında da sınıfta kalmışlardır ve bu durum da toplumsal bir trajediye sebep olmuştur. Kandemir yaptığı açıklamada, Sendikamız; her seferinde eğitime gerekli bütçenin ayrılması, eğitim politikalarının toplumsal ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak bilimsel kaygılarla hazırlanması gibi talepleri yüksek sesle dile getirmiştir. Yetkili merciler bu talepleri dikkate almadığı için de bugün eğitim ve eğitim emekçileri ve doğal olarak toplum maalesef yine yetkili mercilerce kendi kaderlerine terk edilmiştir. Sonuç olarak; * İlkesel olarak başından itibaren eğitimin yüz yüze olması gerektiğini ve bunun için de acil olarak gerekli önlemlerin alınmasını istedik. Ancak egitime bütçe ayırması gereken Milli Eğitim Bakanı @ziyaselcuk eğitimcileri bir yük olarak görmüş ve acil olarak alınması gereken önlemler maalesef alınmamıştır. * Pandemi dönemiyle birlikte okulların fiziki koşullarının iyileştirilmesi ve personel alım süreçlerinin hızlandırılması, bu sürecin en az zararla atlatılması için birincil gereklilik kabul edilmeliydi. Ancak uyarılarımız dikkate alınmayarak deyim yerindeyse kulaklarının üzerine yattılar. * Gelinen aşamada yüz yüze eğitim için gerekli koşullar sağlanmadığı ve vaka sayısı resmi rakamlara göre bile en üst seviyeye çıktığından tekrar uzaktan eğitime geçiş kararı alınmıştır ki gördüğümüz tehlike karşında Eğitim Sen olarak biz de bunu talep etmek zorunda kaldık. * Uzaktan eğitim koşullarına baktığımız zaman maalesef eğitime çok ama çok uzak kaldığını, uzaktan eğitimin öğrencileri eğitimden uzaklaştırdığını söyleyebiliriz. * Birçok öğrencinin uzaktan eğitim için hiçbir imkana sahip olmadığı gerçeği ile Sayın Bakan’ın ziyaret ederek medyada paylaştığı Çankaya’daki okulun imkanları maalesef birbiri ile tamamen zıt düştüğünü görüyoruz. * İlimiz bazında değerlendirdiğimizde- ki diğer iller çok farklı değil hatta bazıları çok daha kötü- yapmış olduğunuz okul gezilerinde merkez dahil olmak üzere birçok yerde internet altyapısı yok; yoksulluğun, işsizliğin pik yaptığı şu günlerde birçok ailede bilgisayar, tablet ve akılı telefon bile bulunmuyor. * İvedi olarak seferberlik ruhuyla hiçbir siyasi hesap ve kaygı ile hareket etmeden çocuklarımıza gerekli iletişim araçlarının sağlanması ve internet altyapısının olmadığı veya yetersiz olduğu yerlere de bir an önce gerekli altyapı koşullarının sağlanması gerektiğini yineliyoruz. * Bir başka sorun da her iki ebeveynin çalıştığı ailelerde özellikle küçük ve dezavantajlı çocuklara bakacak kimse evde kalmıyor ya da kalamıyor. Anne babanın çalıştığı ailelerde, ebeveynlerden birine çocuğuna bakabilmesi için ücretli izin verilmesi gerektiği önerimiz maalesef dikkate alınmamıştır. * Burdan talebimizi tekrar yeniliyoruz: Sayın Bakan @ziyaselcuk ebeveynler hangi kurumda çalışıyorsa çalışsın fark etmeksizin, evde çocukla ilgilenecek başka kimsenin olmadığı ailelerde ebeveynlerden birine ücretli izin verilmesi aciliyet arz etmektedir. * Karşılaştığımız bir diğer sorun ise öğretmenlerin uzaktan eğitim için kendi koşulları çerçevesinde eba veya zoom üzerinden çalışmalarını yapıp öğrencilere ulaşmaya çalışırken kimi durumlarda öğrenci keyfi olarak veya gerekli araç olmadığı için derse katılım göstermemektedir. Bazı idareciler hiçbir öğrencinin derse katılmadığı durumlarda öğretmenin sorumluluğu olmamasına rağmen öğretmene ek ders ücretini düzenlememektedirler. Bu durum öğretmenin iradesi dışında gelişen bir durumdur. Dolaysıyla yerellere gerekli yazılar gönderilerek bu durumların netleştirilmesi ve öğretmenin mağdur edilmemesi gerektiği konusunda uyarılarımızı iletiyoruz. * Sınavların öğrenciler üzerinde yarattığı psikolojik kaos yetmiyormuş gibi Bakanlığın öğrencileri LGS ve YKS ‘de bütün müfredattan sorumlu tutması, Eğitimde uzun yıllardır var olan eşitsizlikleri pandemi sürecinde daha da derinleşmiştir. Müfredat ve ders içerikleri tüm farklılıklar dikkate alınarak yeniden oluşturulmalıdır. * Sonuç olarak eğer gerçekten bu ülkeyi bu toplumu ve geleceğimiz olan çocuklarımızı önemsiyorsak hiçbir mazeretin arkasına sığınmadan acil olarak toplumun diğer kesimleri ile konuşularak ortak akılla bu sürecin atlatılması için harekete geçilmesi gerekir. * Toplumun aydınlık yüzü olarak toplumu aydınlatma konusunda üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız ve bu konuda uyarılarımızı da yapmaya devam edeceğiz.

Bir yanıt yazın